10 Temmuz 2015 Cuma

Ölümcül Oyuncaklar - Cennet Ateşi Şehri ( 6. Kitap / Büyük Final )





 Herkese Merhabaaa !!!
Davullar lütfenn !

Bugün en dramatik , en çarpıcı kitap olan Cennet ateşi şehrini yani serinin final kitabını konuşacağız.

''Önemi olan durasız yaşam değildir , durasız canlılıktır'' der Nietzsche .
Bu kitapta çok genç , capcanlı ve heycanın en doruk noktasında hissettiren bir kitaptı . Şimdi göreceksiniz . 


Siyah, gece boyu avlanmanın rengi

Beyaz, ölümün ve yasın
Altın rengi, gelinlikler içindeki bir gelinde güzel
Ve kırmızı, büyüyü tersine çevirmeye özel
- Gölge Avcısı Çocuk Şiiri






Dünyayı sarsan kült seri "Ölümcül Oyuncaklar"ın merakla beklenen bu baş döndürücü finalinde, Clary ve arkadaşlarışimdiye dek karşılarına çıkan en acımasız düşmanla savaşacak: Clary'nin ağabeyi.




Sebastian Morgenstern çoktan harekete geçti. Cehennem Kupası'nın gücüyle Gölge Avcıları'nı karanlık avcılara dönüştürüyor. Aileleri ve âşıkları birbirinden ayıran bu karanlık yaratıklarla Sebastian'ın ordusu gitgide genişliyor.




Köşeye sıkışan Gölge Avcıları, Idris'e çekilse de Alicante'nin meşhur iblis kuleleri bile onları Sebastian'ın gazabından uzak tutacak güçte değil. Üstelik Ne filimler, Idris'te kapana kısılmışken dünyayı iblislerden kim koruyacak?




Nefilimler'in hayal bile edemeyeceği kadar büyük bir ihanet açığa çıkarken Clary, Jace, Isabelle, Simon ve Alec'in kaçmaktan başka çaresi yok. Daha önce hiçbir Gölge Avcısı'nın ayak basmadığı ve giden hiçbir canlının geri dönemediği iblis topraklarının derinliklerine yolculuk etmek zorunda kalsalar da...




Dünyanın kaderi üzerine girişilen bu korkunç savaşta aşk feda edilecek ama ölüm yine de payına düşeni almadan gitmeyecek!




Artık size bir sırrı açıklamam gerekiyor ya . Biliyorum fazlaa uzun sürdü bu . Kitapta hemende ifşa etmişler bizi . Bunu konseyle konuşacağım ama ondan önce size anlatmam gerekiyor . İtiraf ediyorum ! Kitapta adı geçen İstanbulda bir enstitüden bahsediyor ya hani . Ay evet İstanbuldada enstitü vvar ve başındakiler biziz ! Oh söyledim rahatladım :P

Şaşırttı ya çok büyük bir spoiler olmasada bir cümlede İstanbul geçiyor . Buda ufak bir ayrıntı canlarım .


DİKKAT --- SPOİLER TEHLİKESİ ---


Serinin en iyi kitabı nokta net arkadaşlar. Bittiğinde aklımda açık kapı veya soruj işareti kalmamıştı . Bu açıdan oldukça memnunum . Kitapla sürpriz isimler de vardı . Cehennem makinaları serisiyle zaten geçişli gittiğini biliyoruz ama son bölümler de belirgin izler görmek mümkün . 

Özellikle bu yaz sıcağında göl sahnesiyle serinlersiniz diye umuyorum (:

Sebastian . Resmen kuşlar öldü .

Clarynin annesi , Luke , Magnus ve Raphael i kaçırarak gene ortalığı karıştırdı kendisi. Raphael e de üzücü ve beklenmedik bir veda ettik . O bölümlerde benim en çok desteğimi alan Magnus tu . Tabiki. 

Alec in ve diğer herkesin merak ettiği kişiyle tanıştık . Magnus un babası Asmedous . Cehennem in dokuz prensinden biri . Onun dalavereci oyunları hepimizin tüylerini diken diken etti.


Şimdi gelelim Clary ve Jace 

Hatırlarsanız bir önceki iki kitapta Jace de biraz kişilik bozukluğu (!) sorunları vardı . Zamane hastalığı işte.
Bundan neredeyse kurtuldu ve Clary i canı pahasına korudu . Ama şimdi damarlarında Cennet ateşi dolaşıyordu ve bu Sebastian gibi iblis kanından olan bir yaratık için tek panzehir !
Clary kıvrak zekasını kullanarak bunu kullanmanın bir yolunu da buluyor.

Ve biz ; Ave atque vale in parpetuum , frater . ( Merhaba ve Elveda kardeşım , sonsuza kadar yaşa)
Repliği ile rahat bir nefes alıyoruz ..

 Bilmediğimiz şeytani diyarlarda savaştık malesef burdaki karanlık savaş Alicantede geçmiyordu . Yoğun ve zengin bir anlatımla gerçekten kimsenin aklına gelemeyecek özellikte bir konusu vardı bu serinin ve kitabın . Olaylar ardıardına çözüldü ve birbirine bağlandı . Ama bunun sonunda herkes çok yıpranmıştı .

Ya spoiler vermeden anlatmaya çalışsam da ( Gerçekten mi ? ) olaylar hem çok fazla hemde çok bağlantılı . 
Clary ve Jace in  sonunda rahat bir nefes almasına sevinsem de beni taşlamayın ama Sebastian a üzüldüm . İblis kanı vardı falan ama iyi bir mizacıda varmış . Biraz bastırılmış sadece . Sonuçta biz Gora filmini izlemiş uzaylıda olsa insan insandır felsefesini benimsemiş bir nesiliz . Yanlış mıyım dostlar ? Ama tabiki mümkünse bir daha bize ''Veni'' falan deme Sebastian. Küllerin sayesinde aldığımız çoğu nefeste seni anmış olacağız . Ve şirret peri kraliçesini .

Okumaktan asla pişman olmayacağınızı düşündüğüm bir seriydi . Ve malesef bitti . Her güzel şeyin bir sonu vardı . Kitabın son sayfasını da çevirdiğimizde yüzümüzde aptal bir tebessüm oluşmuyorsa neden okumaya zahmet edelim gibi bir düşüncedeydim hep . Ve aradan bir zaman geçtiğinde tekrardan alıp okuyacağımı biliyorum . 
Jace ile tanıştığım için mutluyum .

Ve yazımı sonlandırmadan Simon'a  da aramıza hoşgeldin ve başarılar diyorum . Tatlı küçük Gündüzyürüyen !!!!



---------------------------------------------------------------------------------


İnsan vücudunda trilyonlarca hücre var.Ve vücudumdaki her hücre  seni seviyor . Bazı hücreler ölüyor ve yerine yenileri geliyor ve hücrelerim seni eskilerinden daha çok seviyor . İşte bu yüzden seni her gün bir öncekinden daha çok seviyorum . Bu bilimsel bir gerçek . Ve öldüğüm zaman vücudumu yaktıklarında havaya karışan küllerden ibaret olacağım ve toprağın , ağaçların , yıldızların bir parçası , o havayı soluyan , o toprakla büyüyen çiçekleri gören ya da o yıldızlara bakan herkes seni hatırlayacak ve sevecek çünkü seni o kadar çok seviyorum .  - Clary

Bir zamanlar serafimdin , meleklerden biriydim. Sayısız meleklerin bir parçası . Sonra savaş çıktı ve cennetten yıldızlar gibi düştük . Ben ışıktarayıcıyı izledim . Sabah yıldızını çünkü baş danışmanlarından biriydim . O düştüğünde ben de onunla birlikte düşerdim . Beni cehenneme yükseltti ve dokuz hükümdarından biri yaptı . Merak ediyorsunuzdur diye söylüyorum , cennette uşaklık etmektense cehennemde hüküm sürmek yeğdir . Ben ikisini de yaptım ..


''Eğer bu barış ve zaferse belki savaş ve kavga daha iyiydi '' -Clary


Küçük okçu oğlan

Seni hafife almışım

Kırık kalplerin okları keskindir.


Şeytan Sabah Yıldızı cehennemin en güzel meleğiydi . Tanrının en çok gurur duyduğu yaratısı . Ve bir gün şeytanın adem oğluna boyun eğmeyi reddettiği gün gelip çattı . İnsanlara . Çünkü onların daha aşağı olduğunu biliyordu. Ve bu yüzden kendi tarafını tutan meleklerle bir çukura atıldı . Belial ve Azazel , Asmodeus ve Leviathan. Ve Lilith . Annem.


Altı ay önce birisi ona kurt adamın birinden davranış dersleri alacağını söylese hayatta inanmazdı .


''Daha önce hiç kendinizi dikenlerle yaraladığınız oldu mu ? Majesteleri ?''
''Nüktedanlığınızla kendinizi yaraladığınız kadar çok değil sanırım , canım ''


''Seni sevdiğim gibi . Seni tanıdığım ilk andan itibaren gözü kara sevdim . Sonuçlarını hiç bir zaman umursamadım . Kendime umursadığımı söyledim ama asla umursamadım . Seni iyi olmaktan çok daha fazla istiyordum . Hayatımdaki herşeyden çok istiyordum .'' - Jace

Gökyüzünde görünmüş ilk yıldızmış gibi bakıyordu ona . İnanmakta güçlük çektiği dünya yüzeyini boyayan bir mucize gibi ...



''ÖZGÜRCE HİZMET EDERİZ ÇÜNKÜ ÖZGÜRCE SEVERİZ , TIPKI İRADEMİZ GİBİ . SEVMEK YA DA SEVMEMEK YA BATARIZ YA ÇIKAR '

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder